23 Şubat 2009 Pazartesi

Oradan buradan...

Amma da ara vermişim... Onca boş vaktim varken, nasıl oluyorda zaman bulamıyorum yazmaya hayret! Çalışırken daha kolaydı blog yazmak... 

Neredeyse Şubat ayının sonu... Zaman su gibi akıp gidiyor. 

Son bir ayda kısaca anlatmak gerekirse..... 

Çoğu yaşadıklarımı unuttum bile. :)))) Nasıl olur demeyin... Oluyormuş işte. Bende inanamıyorum ama zorladıkça daha çok şey unutuyorum... Bloguma daha sık yazmam gerek. Her gün! Hergün belki 2 kere! 

En önemlisi ablamın doğum gününü geride bıraktık. (19 Şubat) Onun yeni yaşını buradan bir kere daha kutluyorum. Dünyanın en iyi şeylerine layık olan ablamın yeni yaşı kutlu olsun. 

Bebek içeride dans etmeye başladı. Hem de son 2 haftadır bayağı bayağı hissedir hale geldim. Çikolata yiyince özellikle... Bir ufak çikolata ve içeride bayram havası başlıyor. Velet tad almaya başladı heralde... 

Sonra... Sonra Sevgililer Günü var. Ben sevgiliye Recep İvedik 2 filminin biletlerini aldım. Sürpriz oldu ona ve çok sevindi. Ama kendi adıma konuşayım; bir insan 2 saat boyunca sinemada komedi filminde hiç gülmeden oturabilir mi? İğrenç, rezil bir film. rezil ötesi. Hatta gittim demeye utanıyorum, öylesine rezil,bomboş bir 2 saat geçti... Allahtan ertesi günü Valkyrie filmine gittim. Oh yani. Adam gibi film! 

Frost/Nixon hariç bütün oscar filmlerini izledim. Bu sene geçen seneye göre çok başarılı ve iyi filmler yarıştı ve bence hakeden film aldı. 2 kere izledim Slumdog Millionaire'i... bayıla bayıla... Ve aynı şekilde Reader filmi... Kate Winslet'e de bayıldım. Zaten en sevdiğim aktris... İki kere sevindim adına... Oscarlar bu sene hep hakedenlere gitti kısaca. Mickey Rourke dışında. Sean Penn de mükemmel oynamış ve her aktörün altından kolay kolay kalkamayacağı sahnelere imzasını atmış. Film o kadar sıkıcı ve ağır ama Sean Penn bir o kadar da iyiydi... Ama bence Mickey Rourke çok ama çok başarılıydı. Kesinlikle o almalıydı. Zaten Sean Penn'de ödülünü alırken akademiye salladı ve açıkça sözleriyle Mickey Rourke'un alması gerektiğini belirtti...Wrestler şahane değil, ama Rourke ve Tomei filmi götürüyorlar.  

Oscarlara bayılıyorum. Seyrine doyum olmayan bir organizasyon. Keşke bir gün bir türk filmi de orada yarışabilse. En azından yabancı film dalında. Ama bizim halkın en çok izlediği filmlere bakıyorum da, mümkün değil. Toplum memnunsa, çekilecek kaliteli filmler yok derecede az olacaktır ve kimse daha iyisini yapayım demeyecektir. Neyse umarım bir gün! Ümidim yok ama... göreceğiz...