10 Mayıs 2010 Pazartesi

Bir annenin anneler günü hediyesi

Anneler günüm kutlu olsun. Çok şahane bir hediye aldım ben... Sabahın 7,30'unda aldığım, üzerindeki kartta "anneciğim ilk anneler günün kutlu olsun - kızın Maral" yazan çiçekleri demiyorum...
Kızım yürüdü. Hemde pıtır pıtır... Gerçi artık oturmak yok bana ama olsun... O önde ben arkasında evde, çayırda, çimende yürüyoruz. :))) Maral tam 10,5 aylık yürümüş oldu. İlk Cumartesi günü anneannesine ve tatisi Yasmine doğru yürüdü ama yaklaşık 10 adım... Sonra anneler gününde hem yürüdü hem ilk defa kalkan yedi hem bizim köpeğimiz Maya ile tanıştı. İlk defa çim gördü, çimlerde koştu, düştü... İlkleri yaşadı yani... Haliyle bende....

Canım kızım çok seviyorum seni... Hayatın hep böyle güzel geçsin...

Canım annem, anneler günün kutlu olsun... Ne iyi ettin babamla tanıştın, ne iyi ettin evlendiniz, ne iyi ettin Yaso gibi bir abla kazandırdın... Çok yaşa emi...

4 Mayıs 2010 Salı

Zaman su gibi geçiyor.


Ayda bir post yazmaya başladım... kolay değil... Evet internete hergün giriyorum ama... Banka işleri, mailler, kısaca günlük haberler... kendi bloguma bile bakamıyorum... Ama şikayet etmiyorum... Hayat çok doldu. Hiçbirşeye vakit ayıramıyorum ... hmmm neler oldu bu dönemde...

Maral yürüyor... evet altın adımlarını attı. Alt dişler tamam. Üstleri bekliyoruz... Merakla... Sabırla... Bu aralar çok huysuz, belki üstler de geliyordur. Yemek yemek bile istemiyor... Ama tombul tombalak biraz.. Yaniiii.. Normal boyutlarda...

Evet hala - 11. aya geldik - süt veriyorum. Ama çok bıktım. Günde 2 kere çekmeye başladım, 1 öğün mama vereyim diye. Ama 2 kere süt çekmem de yetiyor 3 öğün için. O yüzdem ben mamaya, mama bana bakıyor her gün... Bakalım süt ne zaman azalacak. Bu gidişle, mama vermeden inek sütüne geçiş yapacağım heralde.... bundan da şikayetçi değilim. Kızım dolu dolu bir sene sadece anne sütü ile beslendi. Ben üzerime düşen görevi fazlasıyla yaptım. Ve süt verenler beni en iyi anlar... Kolay bir iş değil.

Cemil ayağından ameliyat oldu. Aşil tendonu kopmuştu. O da 3 hafta kadar evden dışarı çıkmadı. Halyle benim için işler daha da zorlandı. Bana yardım eli uzatan Cemil, koltuğa yapışıp kaldı, dolayısıyla bütün işlere artı olarak Cemilin de işleri biraz yordu beni. Bundan da şikayetçi değilim...

Annem bugün Londra'ya gitti. Cuma günü dönecek.

Yasmin hemen hemen haftanın 3-4 günü bizde. Maral hayatını altüst etti diyor ama o da şikayetçi değil. Ben hiç değilim. Keşke burda yaşasa... Aynı binada...

Babam yoğun. Her zamanki gibi. Çalışıyor, haftada bir Maral'ı görmeye geliyor. Son kitabını Maral'a ithafetti.

Akşamları evde güzel filmler izliyorum, en güzeli "Precious" adlı filmdi. Şok edici bir film. Acaip iyi oyunculuk var. Tavsiye ederim.

Arada bir bir iki arkadaşım ziyarete geliyor, bebekleri alıp yemeğe gidiyoruz. Yorucu oluyor ama keyifli.

Başka birşey pek yok. Ama günler nasıl geçiyor, nasıl hemen bahara geldik de yaz kapımızda anlamadım gitti. Hiç hayatımda zaman bu kadar hızlı akmamıştı...

Bakalım bir sonraki postumu ne zaman yazacağım...