Yine umuyorum ki, bir aksilik olmazsa Çarşamba akşamı biraraya geleceğiz. Haftalardır ha bugün ha yarın derken, sonunda buluşuyor olacağız. Buradan ablama da sesleniyorum; sende davetlisin fıstık. Canın isterse ve müsait olursan, benim de yaklaşık 1 senedir tanıdığım ama samimiyetlerine sonsuz inandığım arkadaşlarımla tanışmış olursun. Biz çok keyifli oluyoruz. Arzu edersen sen de gel. Hepimiz çok seviniriz.
İyi ki blog yazmaya başlamışım. Neredeyse 1 yıldır her ay ortalama 3- 4 yazı ile kısa kısa, ya da kimi zaman uzun uzun yazıyorum. İyi ki başlamışım diyorum çünkü yeni işim yazı işleri bölümünde. Hangi arada derede, nasıl olduğunu anlatmayacağım - en azından bugün! Bu hafta, National Geograhic dergisi yazı işlerinde ikinci haftam. Geçtiğimiz hafta yoğun bir çalışma içindeydim, bu hafta daha da yoğun olabilir. Genelde bilimsel ve kültürel haberlerin yer aldığı dergi de, yurtdışından gelen kısa haberlerin ingilizceden türkçeye çevirileri ile başladım. Tam çeviri gerekmiyor. Türk okuyucusuna uygun anlatım diliyle, merak uyandırıcı başlıkları ile, dergide yayınlanan arkeoloji, çevre, bilim, yaşam vs vs vs... kısa yazılarını basıma hazır hale getiriyorum. Yazdığımız, kullandığımız her kelime, her cümle muhakkak danışmanlara sorulmalı. Mesela Amerika Colorado'da Rocky Mountains'e türkçe de "kayalık dağlar" mı demeliyiz? Ya da billim adamı yerine bilim insanı kullanmak daha mı doğru? Ya da sadece Amerika'da yetişen bir şahin türünün türkçe adını doğru mu kullanıyoruz? Ya da Mısır'da arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bir türbenin mumyası, adı da Henuymuş bu arada, için merhum demek doğru mu? Tüm bu kelimeler kendi alanlarında uzmanlaşmış, 1 değil en az 2-3 profesör ya da uzmana danışılıyor. Türkiye'de ne kadar çok kuş bilimcisi ya da bilim insanı diyeyim, varmış!!! Şu aşamada henüz çok yeni bana, ama çok keyifliyim. Pazartesi sabahı bile, bildiğimiz klasik Pazartesi sabahları gibi değil.
Birgün ölüp gideceğiz nasılolsa. Ölmeden bana sunulanları en iyi şekilde kullanmak, sunulmasını istediklerimin peşinden gitmem lazım. E iş hayatı da hayatımın en büyük bölümü olduğu için, keyif alarak yapıyor olmak çok önemli... Severek yapılan işlerin tadı çok farklı, ama bunu uzun uzun yazmaya gerek yok.