Hmmm... Pazar sabahı... Harika bir menemen ve şahane bir meyve suyundan sonra, blog yazım için masaya oturdum. Cidden öyle güzel bir meyve suyu içiyorum ki halen...
Kiwi, elma, havuç, armut ve mandalina karışımı... Taze sıkılmış meyve suyunun sayısız yararlarının yanısıra, sigara bırakmaya da yardımcı olucu etkisi var... Neyse, hafta sonuna dönelim.. Cuma akşamı güzel bir akşam geçirdim. Daha doğrusu akşam üstünden başlayarak gece 12'ye kadar olan zaman diliminde (bitmek bilmeyen rezil bulantıyı saymazsak). Malum her gün, her akşam hep evdeyim. Nikah şahitleri hem bana zorluk olmasın hem de yeni bir tatdır diye Moda'da Cibalikapı Balıkçısı'nda yer ayırttılar. Cemil Moda'da yaşamazken bile sırf Koço'ya gelmek için, her fırsatta Moda'ya gelirdik. Bir de Ali Baba dondurmacısına tabii. Dondurmacı, bizim Arnavutköy'deki Girandola dondurmacısından sonra gözümden düşmüştü. Hemde ne düşme!!! Burayı şiddetle tavsiye ediyorum. Böyle dondurma yok İstanbul'da... Ve emin olun, tam bir dondurma delisinden geliyor bu tavsiye...Yolunuz Arnavutköy sahiline düşerse, sakkın ama sakın Girandola'ya uğramadan gitmeyin. Arnavutköy polis karakolunun yanında... Bahar Pastanesi'nin bitişiğinde. Mojitolu ve Portakal Campariyi muhakkak ama muhakkak deneyin. Çikolata bambaşka... Hele karamel... Ufff!!!
Nasıl Ali Baba dondurmacısının dondurması gözümden düştüyse, Cuma akşamı da Koço gözümden düştü. Akşam üzeri, uzuuuuun bir aradan sonra (yaklaşık 2 aydır sporun s'sine bile yaklaşmadım - yaklaşamadım maalesef), yarım saatlik bir yürüyüşün ardından eve gelip, üzerimi değiştirip, Cibalikapı Balıkçısı'na yemeğe gittik. Samimi, uğultusuz, iyi servisin yapıldığı bir ortamda lezzetli yemek yiyebildik. Bayağı da kalabalıktık. Sibel, Giray, Şebnem ve Ali'nin yanısıra, Büşra (doğru yazdım galiba) ve Kaan ile Atanur ile karısı Pınar vardı. Benim cola ya da su kaldırdığım bardaklara, rakılar eşlik etti ve Cuma akşamı yorgunluğuna rağmen herkesin keyfi yerindeydi. Bizim gibi herkesin ilk gelişiydi bu balıkçıya. Hepimiz de olumlu düşüncelerle restaurantı terk ettik. Ben tadamadım, ancak değişik meze (kuru domates sarması) ve yemeklerin/tatlıların yanı sıra, günün balıkları da eminim çok lezzetliydi. Özel durumda olduğumdan mıdır, sadece koskoca bir tabak söğüş karides ile bol yeşillikli salata yedim. Patlıcan salatasını taze esmer ekmekler eşliğinde sıyırdım. Üzerlerine de bol bol limon!!!- limon!!! Oturup 1-2 limonu yiyebilirim. Bulantılara iyi geliyor desem, bana iyi geliyor desem yeridir....Kavun ve peyaz peynirden de biraz tırtıkladım, ama bu yerin özel yemeklerini tadanlar çok iyi olduğunu söyledi, bilginize... Denemenizde yarar var. Sakin bir ortamda güzel bir balık yemek isterseniz, ya da değişik mezeler tatmak için, buraya gelmenizi tavsiye ederim. Sıcak hoş bir ortam...
Cibalikapı Balıkçısı - Moda
Cumartesi günü de, Cuma akşamının verdiği yorgunlukla evde oturarak geçirdim. :( Akşam üzeri 3'e kadar. :) Saat 3'de Cemil ile birlikte, annem, babam ve ablamında (hepsini de ne çok özlemişim, iyi oldu biraraya gelmemiz, en çok da Yasmin'i özlemişim!) davetli olduğu kayınvalideme, yağ mantısı yemeye gittik. Ama ne mantı! Bayağı ağır ama yerken hafif, löp löp gidiyor. Kendimi zor tuttum ve 5-6 adetten sonra salataya yumuldum.
Sonrasında da, yoğurt... Yoğurt bu aralar en sevdiğim, onsuz bir günün geçmeyeceğine inandığım tek gıda. Reklam olmasın, ama yediğim tüm light yoğurtlar arasında, en çok Sütaş light'ı beğeniyorum.
Hafif tatlı bir tad var içinde diğerlerinde olmayan. Sütaş kimin bir araştırayımda, ona göre yemeğe devam edeyim. Hatta şimdi bile ağzım sulandı. Hafif çırpılmış Sütaş light yoğurt, içine haşlanmış sebze- kabak ve havuç mesela! - yummmmmmm.... Dün akşam da mantı sonrasında yedim. Kaynanam (hahahhaha bu kelime beni öldürecek bir gün) bana mango da verdi. En sevdiğim meyve... Bugün benim menü süper yani....