19 Mayıs 2008 Pazartesi

19 Mayıs - Ofisteyim!

Yukarıdaki resim sizi aldatmasın! Geçen seneden kalma bir resim...Geçen yıl 19 Mayıs'ta ne haldeydim? Bu sene? Sormayın!Bu seneki resim depresif olabilir diye koymuyorum. Bu sene ofisteyim... Sabah Şebnem ile konuştum; o da aynı benim gibi. O da çalışıyor...Karşılıklı lanetleştik sabah sabah...Bari yağmur yağsaydı! O da yok!

Bugün 19 Mayıs ve dışarıda şahane bir hava var ve ben ofiste kah çalışıyorum, kah internet başında yazışıyorum ya da yazıyorum...Ve bu hiç de hoşuma gitmiyor... 23 Nisan böyle, 19 Mayıs böyle...Herkes tatil yaparken burada ofiste iş yapmak anlamsız geliyor. Daha doğrusu çalışmayanları, haftasonu ile birleştirip tatile gidenleri kıskanıyorum... 20li yaşlarda değilim ki o hırsla ve o gazla burada ofiste hayallerimin peşinde koşayım. Ben daha rahat olmak istiyorum; Ama dergi işi böyle birşey işte. Her ayın bir haftası plan yapamıyorsun. O hafta içinde en az 2- 3 gece sabahlıyorsun. Son 4 aydır bu hep böyle...

Bu arada şunu söylememde fayda var; her sektörde, her yerde olduğu gibi, burada da biraz 'türkiş' çalışılıyor : 15 iş var ama hepsini 1 kişi yapıyor! ; Bizim türkler, "onu da o yapsın, o görevi de bu üstlensin, şu sorumluluk da ona ait olsun" mentalitesine alışmış, bir adama 50 iş birden yaptırıyor...Ucuzcu oluyorlar...Nitelik değil nicelik önemli oluyor...Burada hepimiz cambaz gibiyiz. Neredeyse 15 senedir aynı sektörde (medya) kesintisiz çalışıyorum; bu kural hiç değişmedi: her işin adamı olacaksın biraz... Keşke Amerika gibi olabilsek, ya da İngiltere, ya da Fransa, Kanada, İsveç, İsviçre, Danimarka...Medeniyetin olduğu, insanların insan gibi muamele gördüğü memleketler gibi olabilsek...

İşimi seviyorum, ama adaletli olmadığının bilincindeyim. Türk kuralı bu! Çok çalış, az maaş, 10 iş, 1 adam... Sonra verdiğimiz vergileri düşünüyorum, sonrasında vergilerin kimlerin cebine girdiğini (bize dönmediği kesin)...Sonrasında sigorta aklıma geliyor, sigortalıların gitmek zorunda kaldığı hastaneler...Zaten bu konuyu hiç açmayalım - orası içler acısı...Hem fakiri hem zengini rezil oluyor bu ülkede...

Neyse bu konulara girmek istemiyorum... Hazır burada ofiste isyanlar içinde otururken, bir de isyankar yazı yazmayayım...Daha neşeli, daha fıkır fıkır bir konuya geçeyim...İş, Amerika, sigorta, hastane falan demişken aklıma kozmetiksel ürünler geldi... Belki bu konuda sizin bana yardımınız dokunabilir.

Hafta sonu bir krem keşfettim, ama ne krem....Gold Bond Ultimate Healing Lotion... (A-ha yanda resmi de var)... Arkadaşlar ben böyle bir krem görmedim. Ellerim, bacaklarım anında yumuşacık oldu. Ellerinizde ayaklarınızda ya da vücudunuzda çatlak, kuruma falan varsa yaratacağı ufak çaplı mucizeleri hayal edemezsiniz. Bende çok kuruma yoktur ama bu ucuz amerikan kremi normal bir cildi yumuşacık ama hakiki anlamda yumuşacık yapıyor... Yağlı yağlı hissi de yok - ki bu histen nefret ederim... Sizlerden Amerika'ya gidecek olan var mı? Bu kremi muhakkak alalım, kullanalım....

Kozmetik demişken, üstte bahsettiğim krem dışında, kozmetik'e servet harcamadan inanılmaz iyi sonuçlar alabileceğiniz bir markayı tavsiye ederim sizlere... St Ives! St Ives ile yaklaşık 2 senedir yazışıyoruz. Türkiye'ye getiren firma ile ilgili ciddi şikayetlerim vardı, meğer onlarında varmış ve şimdi çok esaslı bir firma ile anlaşmak üzerelermiş. - Sanırım P&G ya da Unilever gibi bir firma...Kim bilemiyorum henüz ama daha evvel çalıştıkları dinci bir firmaydı... Ve hiç tereddüt etmedim şikayet ederken. Hatta onları ilk ben uyardım 2 sene önce, 'mallarınız bulunmuyor, hep son kullanma tarihi geçmiş ürünler raflarda var' diye... Eminim reklam ödemeleri de hep ceplerine girmiştir bu dinci firmanın... Neyse o gün bugündür yazışa yazışa o kadar sıkı fıkı olduk ki, benim pazarlama bölümlerinin başına geçmemi istiyorlar. Evet, gerçektende inanılmaz bir durum ama ürünlerini iyi tanıyorum, yeniliklerini takip ediyorum falan diye, durum buralara kadar geldi... Daha zaman var; Ekim ya da Kasım gibi yeniden Türkiye Pazarı'na girecekler... O zaman bakarız durumlara...Pazarlama departmanlarının başına geçermiyim bilmiyorum, bildiğim birşey var o da; ürünlerini kesin alır ve gözüm kapalı herkese tavsiye ederim...

16 yorum:

Sebnem'den dedi ki...

canım ya..dün lanet ede ede çalıştım ya..bu günde galiba grip oluyorum.tam kabus yanii..
sana yine oradan iş teklif edilirse kabul et derim.neden olmasın?aslında firmanın istediği tek şey ürününe sahip çıkılmasıymış..müşteri olarak sen yapmışsın..o salaklar değil..

Verda dedi ki...

Aman dur. Bu işe daha yeni girdim. Kendi işimi yaparım daha iyi ya...
Ama hakkaten bu herkesin tatil yaptığı zamanda bizim çalışmamız adil değil ya...
Hiç değil ve ben acaip mutsuzum...Şeker hafta sonu - ya da önümüzdeki hafta içi; içelim.

•°o İbrahim ve Ecem o°• dedi ki...

Verda'cim bloguna tikladim ve sasirdim birden cunku bende ne zamandir St Ives hakkinda yazmak istiyordum - ben resmen asik oldum bu urune, ne zaman cildim biraz rahatsiz olsa hemen kurtaricim oluyor! Bide benim kollarimda goosebump gibi puturtu olustu ve taninan markalardan 20misli fiyatina aldigim exfoliator'lar hic bir ise yaramadim, St Ives'i vucuduma kulanmaya baslayinca oyle memnun kaldim ki!

Haklisin yeni ise girdin belki cikmak istemezsin ama St Ives icin buyuk bir arti olacacgina inaniyorum.

Bu arada bizim millet daha, kucuk degisikliklerin is yerinde buyuk farkliliklar yaratigini anliyamadi, umarim kisa surede ferahlarsin.

Ozelikle dergilerde burda bir editor icin bir suru insan calisiyor (biliyorsundur), cok arastirma, vs. gereketiren bir meslekte bir kisinin ustune okadar is yikmalarini anliyamiyorum.

Aman vergi konusuna hic girmiyim, oyle icime batiyor ki, cildiriyorum dusundukce. Rose hanimin bile onu acik, janjanli, christian louboutin ayakkabilarini kim aliyor acaba??
(Designer'in sucu yok, kadina uyuz oluyorum)

Gold Bond'u daha yeni arastirdim, kesinlikle alip deniyecegim, baya met edilmis.

Verda dedi ki...

Selam Ecem

St Ives şahane hakkatende.. Gold Bond'da aynı şahanelikte - bir de ucuuuuzzzz
St Ives'ın kazancı olur hakkaten onların pazarlamasını yapsam..Ürünlerini senelerdir kullanyorum ve çok memnunum bende aynı senin gibi...Favorim Apricot scrub ve Firming mask...Mavi olan

Yeni ürünler çıkarmışlar.. Londraya gidebilsm...Valiz valiz getirecem valla :))))

Tanya's dedi ki...

Verdacım,

Ahaha, sende mi çalıştın dün..ben bile çalışmadım..her bayram seyran çalışan biz artık çalışmıyoruz..oleeey

Verda dedi ki...

ya Tanya sorma yaaaa

Hakkaten bu iş canımı çok ama çok sıkmaya başladı. hayattan keyif almasını isteyen bana bak yaaaa!!!!

Dur bakalım....

Tanya's dedi ki...

Dur bakalım..gün doğmadan neler doğar..hehe

Bu hafta içi şeboyla buluşursanız bana haber veriiiin

Verda dedi ki...

Bu hafta içi naaa mümkün...

Dergi!!!!!!

E ayın sonu geldi...Sabahlama zamanı...(anasını satiiim)

Tanya's dedi ki...

Ohhoooo..doğru ya ay sonu geldi yine..hazirana o zaman diyorum..

Verda dedi ki...

Yakında bomba gibi patlayacam ya... benimle birlilte patlasanıza...

fikirlerim var...

Sebnem'den dedi ki...

paylaşalım şekerler...fikirlerimizi..

Tanya's dedi ki...

Verda,

Ne fikrin var bakim?..2 hafta beklicez üstelik öğrenmek için hehe

Verda dedi ki...

Şebnem sende benim düşündüklerimi mi düşünüyon??? Ya ben artık kendi işimimi yapsam falan - düşünceler işte...

Aslı Cin dedi ki...

Verda, iş hayatı işte. Hayal öldürüyor öncelikle.

Ben hep tatildeyim biliyorsun, 9 ay olmuş. Sıkıldım mı? Hiç !

Ama artık evden götürebileceğim bir işin arayışındayım, bakalım ne olacak?

Verda dedi ki...

Dünyanın en güzeli; hobini işe çevirmek.

Sybella dedi ki...

Şekerim kendi işini yap yakışır..Ancak 19 mayıs 23 nisan vs. bayramlar ondan sonra iyice hayal olur şekerim:)Ben bir dönem yapmıştım...