21 Haziran 2007 Perşembe

Busy busy busy...


Döndüğümden beri yoğunum... İşler, içkiler, yemekler, düğünler!!! (aslında düğüne bizzat gitmedim ama bir düğün haberi vardı ki...evde oturmak istemedim) Ama kısa da olsa bir iki şey yazmak istedim...Tatilin tamamını anlatmam için sayfalar lazım, hadi sayfalar var, enerji lazım.. 10 gün boyunca dolu dolu geçen bir tatilin ardından, biraz dinlenirim belki dedim ama nafile... Her gece bir koşuşturma, hergün bir toplantı... Hiç şikayetçi değilim, ama karaciğerim... ah karaciğerim...Karaciğerime hiç iyi bakmıyorum...Gündüzleri bol bol kuru kayısı yemeye çalışıyorum ama akşamları 2 kadeh bile olsa içiyorum. Durum vahimleşti biraz :) Havalar da yardımcı olmuyor...Çok sıcak...Hafta sonunu nasıl atlatacağım bilemiyorum...


Bugün size bir kitap önereceğim ama tatilimle ilgili kısa da olsa bir-iki şey söylemeden edemeyeceğim...Bir insan 10 gün boyunca hep güler mi? Ben hep güldüm... Düşündüğüm, kitap okuduğum veya uyuduğum (pardon sızdığım) gecelerin dışında... Bir de kızdığım bir iki olay dışında...Bir iki sakat olay oldu havaya bağlı ama genelinde çok iyi geçti...Şahaneydi. Bitsin istemedim...


Ama insanın evi gibisi yok ya... Evimi çok özlemişim...Yatağımı, banyomu, salonumu, mutfağımı, bornozumu, buzdolabımı...kısaca herşeyini...



Neyse, sizlere okuduğum çok iyi bir kitaptan kısaca bahsetmek istiyorum, fırsat bulunca okuyun lütfen; "Like the Flowing River"... Paulo Coelho'nun köşe yazılarından ve yolculukları sırasında yazdığı kısa hikayelerinden derlenmiş olan Like the Flowing River'ını herkese, hepinize tavsiye ediyorum... Kısa bir kitap ama okuması uzun...Uzun çünkü her küçük hikayesinde duruyor düşünüyorsunuz... Hayata dair herşey ama herşeyle ilgili birşeyler yazmış...Ayıca yıllarca severek okuduğum yazar Paulo Coelho ile internet aracılığı ile olsa da tanışma ve konuşma fırsatını yakaladım, blog arkadaşlığı kurduk...daha doğrusu şimdi mailleşiyoruz... Blogunu ziyaret etmek isterseniz, bknz linklerime :)))...2-3 günde bir kısa yazı yazıyor...

6 yorum:

Sebnem'den dedi ki...

YAZ İŞTE KEYİFLİ KEYİFLİ ŞEKERİM..ÖZLEMİŞİM YAZILARIMI...

Taylan Sezginer dedi ki...

verdacım.ananas alıyorsun bulamazsan sorun değil, hazır satılan ananas suları var, onlardan da olabilir.günde bir şişe içip, karaciğeri sıfırlıyorsun.sonra, bir araya gelip karaciğerleri bir güzel yoruyoruz.sonra ananas, sonra şarap,sonra muhabbet, sonra şarap, sonra ananas....vs.vs...

Verda dedi ki...

Şebocum sen istersinde ben yapmam mı? Yeter ki iste...

Fink, ananası yeni duydum, dalga geçmiyosan hemen uygulamaya başlayacağım. Kilo aldırmaz değil mi? (şaka şaka)... Bundan böyle ananaslı vodka içeriz...sonra şarap... sonra rakı... sonra balık... oh zeytinyağlı bamya... acıktım ya...yemeğe gidiyorum şimdi...

Hakkı Arıkan dedi ki...

Coelho ile mesajlaşıyor olmanız harika birşey, kıskandım :) Piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım en favori kitaplarımdandır.

Verda dedi ki...

Hakkı dayı,
Paulo Coelho'yu sende takip edebilirsin. Bloguna 2-3 günde bir yazı yazıyor...Tavsiye ederim :)))

Hakkı Arıkan dedi ki...

linklerime ekledim, tşk ler ;)