22 Ağustos 2007 Çarşamba

I can't quit you!

Bazı günler böyle geçiyor. Kötü zamanlar hiç aklıma gelmiyor. Hep güzel günlerimiz. Birbirimize sarılıp uzanmamız, sabah ve akşam beraberliklerimiz, birlikte dondurma yememiz... Birlikte uyumak, birlikte uyanmak...Bakışlarımızla birbirimizi anlamak...Ben uyurken beni gelip öpmesi, ben ağlarken beni teselli etmesi...Beni koruması...Birlikte yaptığımız geziler...


Eve koşarak geldim, mutfağımda bulaşık makinemin yanındaki boşlukta yarım kalan kemiği duruyor hala... Yere uzandım ve seyrettim dakikalarca...Ağlamak iyidir derler, sistemden çıkartırmışsın...Ne zaman çıkar sistemimden bilmiyorum... Çok da umurumda değil...Drama yaratmıyorum ama duygular işte...Bazı günler mutfakta yere uzanıp o kemiğe bakmaktan kendimi alamıyorum...


Vito'nun öldüğü ertesi günü ona ait ne var ne yok, oturduğu koltuklar, uzandığı halılar dahil herşeyi yolladım. Ne kemiklerini, ne tasmasını görmek istemedim bir daha...Kokusunu bile duymak istemedim... Yine öldüğünün ertesi günü bütün fotoğraflarını çıkarttım. Hepsine uzun uzun baktım...Bolca ağladım...Öldükten 3-4 ay sonra farkettim ki yarım kalan kemiği bulaşık makinesinin yanındaki boşlukta kalmış. Orada kalsın dedim. Bıraktığı gibi... Neden bilemedim o an...İyi ki kalmış orada...Bu duyguların gelip gideceğini, arada içimin cız edeceğini biliyordum ama gelip gitmelerin ne kadar süreceğini bilemedim. Çünkü bir buçuk sene oldu, hala gelip gidiyorlar...


Dün akşam Tanya'cığımın Bono'sunun ayağa kalkamadığını, çok ağır şartlarda evde yattığını öğrendim. Bono 14 yaşında bir boxer. Çok yakışıklı bir boxer. Tanya'nın yazısını okuduğumda yine geldiler. Yine kötü oldum. Tam da aynı sabah işe gelirken, İstinye'den Maslağa çıkan yokuşta kavga edip hırpalanmış bir sokak köpeği görmüştüm. Alayım mı götüreyim mi diye dakikalar harcadım o köpekle... Yolun ortasında bir sağa bir sola gidiyor, görmediği için bir 2 yolu ayıran demir tellere, bir yüksek kaldırıma çarpıyordu... Bende arabamın dörtlülerini yaktım ve durdum yolun ortasında başka araçlar çarpmasın bari diye...Gerçektende bir sağa bir sola gidiyordu...Kaldırıma doğru çekmeye çalıştım sesimle...Ama alıp doktora götürme cesaretinde de bulumadım. Üstümde beyaz t-shirt falan var ya... Allah kahretsin...Sanki yenisini alamam. Sanki arabamı yıkatamam... Bıraktım orada öylece... İyi bok yedim...İyi hissetmiyorum kendimi. Suçlu hissediyorum...Biliyorum sokaklarda onlarca, binlerce sahipsiz kedi köpek var. Ama bu karşıma çıktı...Çıkmıştı daha doğrusu...İçim hakiki anlamda huzursuz hala...Nasıl bıraktım orada ya?


Bu moralsizlikle işe geldim, ve Tanya'dan mesaj geldi. Türkiye'de bulunamayan bir ilaç varmış, ya İngiltere'den ya da Amerika'dan getirtmek gerekiyormuş diye... Mail attım NewYork'a ve tabii ikinci evim Londra'ya...Haber bekliyorum...Umarım bu ilaç en kısa sürede Tanya'nın eline ulaşırda, Bono ayağa kalkabilir, kendini daha iyi hissedebilir... Ama bir gerçek var, Bono'da Vito gibi çok sevilen bir köpek.


En önemliside bu...Gerçekten de gerisi hikaye. İnsanın elinden her zaman daha iyisi gelir, ama sevmenin ve sevilmenin sonu yok. Onun gibisi yok. Karşıma çıkan o sokak köpeğini seven hiçkimse yok mesela. Yalnız orada muhtemelen ölüme terk edildi...Tanya'ya buradan onu söylemek istedim...Tanya çaresizce oturduğunu düşünüyor ama yanılıyor. Tanya o çok özel duyguyu taşıyor zaten Bono için ve yeter ki bunun farkında olsun...


Köpeklerin en güzel tarafı sevgine karşılık vermesi...Sevildiğinin kıymetini çok iyi bilmesi...Onun için verdiğin yemekten, aldığın ilaçtan ya da mamadan çok daha önemli...Seni sadece seviyor. Sevilmeyi bekliyor. Sadece sevmek lazım onları bu durumda...Bol bol sarılıp öpmek... O zaten bu kadarıyla yetiniyor. Zaten beklentileri bu yönde... Bono bunun kıymetini çok iyi biliyor, onun içinde bu önemli zaten...


Biz insanlar bunu zor anlarız, çünkü sevmenin ve sevilmenin kıymetini bilmeyiz. Ne kadar önemli birşey sevilmek... Koşulsuz...Birlikte vakit geçirmekten zevk almak... ve asıl bunun değerini bilmek. İnsanlar bilmiyor bunu...Siz kaç köpek tanıyorsunuz, sizi sevsede kendi yolunda gitmek isteyen? Kaç köpek vardır size bağlanmaktan korkan? Hangi köpek sorumluluktan kaçar? O yüzden onları hakettikleri gibi sevmek onlara en güzel ilaçtır...Hakedenleri sevmek lazım... Sevgiyi hakedenleri...Senin sevgini, çünkü hayatta daha değerli bir duygu yok!


Tanyacığım, lütfen elinden hiçbir şey gelmediğini düşünme. Sen Bono'yu seviyorsun ve Bono da bunu hissediyor...Elinden başka gelmesi gereken hiçbirşey yok. Sakın yanılgılara kapılma. Sakın "bunu da yapabilirim"leri düşünme...Sakın "keşke bunu da yapsaydım, böyle yapsam daha mı iyi olurdu"ları ağzına alma, aklına getirme...Aptalca düşünceler onlar...Her zaman daha iyisini yapmanın bir yolu vardır, ve bu kaygıyı taşımak yersizdir...Çünkü sonunu bilemeyen bizler her zaman şöyle olsa daha iyi olurdu'larla düşünmeye mahkumuz...Yetinmeyi bilmediğimizden, aç gözlülüğümüzden kaynaklı...Ama sevmek çok güzel ve kıymetli bir duygu, ve Bono bunu en iyi hisseden, kıymetini gerçek anlamda bilen varlıktır...Sen zaten onun sevgisine karşılık vererek ona yapılacak en güzel ilacı veriyorsun...


Ve son olarak şunu eklemek isterim ki, Bono çok güçlü bir boxer. İlacı gelince ayağa kalkacaktır, ama bu da senin ona daha çok sarılacağın, onu daha çok öpeceğin günler olacağının göstergesidir... Biftek yanaklarından kocaman öpüyorum Bono'yu...

9 yorum:

Tanya's dedi ki...

Verdacım...ağlattın beni..zaten genelde ağlakım..Bonoyu seviyorum...dedimya hala elini verip tutuyor beni...sev beni diye..seviyorum..öylesine karşılıksız koşulsuz sevdiki beni yıllarca...şimdi yapılacak birşey varsa yapmak istiyorum..öylece yatarken gitsin istemiyorum..huzurlu gitsin gidecekse de istiyorum..sabah yerde oyuncaklarını gördüm...vitonun kemiği gibi...içim burkuldu..oynamıyor artık..canım hala cok yanıyor.

iyi haber ise ilaç Nye doğru yola cıktı..cuma orada olmasını bekliyoruz..ve cuma fedexe konup gönderilecek..pazartesi salı burda..

Dedin ya Bono güçlü bir deli boxer..hergün dayan biraz diye konuşuyorum...bu sabah yemeğini kabından güzelce yedi..bol su içiyor..ayağa da kalkacak...sevgiyle..karşılıksız koşulsuz..

Tanya's dedi ki...

Verdam, bu arada sokak köpeğine içim parcalandı..onu demeyi unuttum..bazen yapıyoruz..beyaz t-shirt toplantıya yetişicem..ama senle benle sokak köpeklerinde bir yere varamıyoruz..sen hiç hayvan barınağına gittin mi?...gittin ve ağladın mı??

Verda dedi ki...

Niyetim ağlatmak, seni üzmek değildi, ve gerçektende Bononun yemek yemesi, suyunu içmesi şahane. Bence o daha çoook öper seni...Herifin tipinde var... :) Aklıma geldi güldüm şimdi Bonoyu düşününce...O yüzden ben en kısa sürede ayağa kalkacak diyorum.

Sokak köpeğine benimde içim burkuldu. Bu sabah ta oradan geçtim. Yoktu..Zaten olmasınıda beklemiyorum. Olsa ne yapardım iyi biliyorum, ama yoktu işte. Barınaklara bilhassa gitmiyorum. Kapıp eve götürürüm diye. Zayıf noktam bu yaratıklar ne yapayım? Bu arada Londra'daki arkadaşım kesin real reçete lazım diyor. Dur dedim, ilaç yoldaymış. Şimdilik durdurdum Londra kısmını...Ama bugün o da NewYork'a uçacak...

Tanya's dedi ki...

Verdacım..ilaçlar için saol ama fedexten kontrol ettim yarın 4.30pm de NYde hemen bana paketleyecekler...artık pazartesi salı bekliyorum..

Evet ya delinin yemek yemesi su içmesi süper...irtibatı kesmiyor yani...sadece yorgun...kalkacak tabi..

Sokak köpekleri için de cok üzülüyorum...elden ne gelir acaba?

Sebnem'den dedi ki...

biliyorum iyi olacak bono...ama lütfen tanyacık zorda olsa idrak et...o artık çok yaşlandı..dediğin gibi sadece mutlu olmasını iyi olmasını istiyorsun..
ve verda,tanya...siz ikiniz en iyi bakıcılarsınız..onlara çok iyi dost oldunuz..:))mutlu olun..vicdanınız rahat olsun.

Verda dedi ki...

Sokak köpeklerine ne yapılabilir bende bilmiyorum. Dünya ya bakınca da aynı sorunlar var- her ülkede aynı... İşte aralarında 1-2 tanesi şanslı oluyor...Offf offf.

Neyse ilaca sevindim. hadi çabuk gelsin...

Adsız dedi ki...

cok agladim okuyunca... vito ile ilgili hersey... aslinda tum kopeklerle, hayvanlarla ilgili boyle uzuntuler taa icime isliyor... uzme kendini... bono da iyi olsun... guzel haberini alalim senden... ve dilerim o sokak kopegi cok sanslidir ve yolunu bulmustur bir sekilde...

Taylan Sezginer dedi ki...

Verdacım, hayvanların sevgisini, o beklentisiz, saf sevgiyi ne güzel görüyorsun.Benim evimde de Maya'm geziyor gibi hala.Ağladığımda yanıma gelip patisini dizime koyması ve yüzüme bakması...Başka bir sezgileri var hayvanların.Babam öldükten sonra Maya yatmış ve 10 gün hiç kalkmamıştı..Bonettin efendi iyi olacak eminim, yine beni ısırmaya kalkacak.Hatta, eminim, çok sinirlendirirsem afedersiniz adamın bacağına bile s.çar...

Ersin dedi ki...

yaşşa yaw ne de güzel yazmışsın. yoga felsefesinde köpekler kalp çakra varlıklarıdır ve karşılıksız koşulsuz severler. tabi bu diğer hayvanları hor görmek manasında değil. ama köpek sevgi alır ve sevgi verir yani paylaşır. insanların yapamadıkları ya da çok nadiren yaptıkları gibi.
bono şanslı vito da öyle. sen vardın, tanya var. sevgileri onlar varken de yokken de devam eder. işte gerçek sevgi budur. bono şimdilik kalmaktan yana biz de kalsın istiyoruz. ve gene haylazlıklar etsin ben de bonosavarımı kullanayım gene. bono yaw huysuz ihtiyar