26 Eylül 2011 Pazartesi

3 ay olmuş... Yazacak çok şey var...

Hakkatende 3 ay ara vermişim bloguma. Neler oldu neler... 3 tekne tatili; 1 New York gezisi.. sayısız Tuzla günleri... Yeni arkadaşlar... Yeni adalar... Yeni yerler... Hastalıklar... Doğumgünü...

İnsanın çocuğu olduğunda, neredeyse tüm dünya onun etrafında dönerken, kısa sürelerde dünya kadar şey yaşıyormuş insan... Anneanne ve dede bu sene Tuzla'daki bahçeye oyun parkı yaptılar mesela... Ama ne park. Bildiğin park! Böyle birşey yok! Havuza giriyor çıkıyor, salıncağa ya da kaydıraklara, ya da tahteravalliye... Olmadı Maya ile oynamak. Olmadı klupte deniz kenarında kumlarda oynamak ya da denize girmek... Ama ne deniz. Ne güneyde ne başka bir yerde böyle bir deniz olamaz. Marmara denizinin tadı tuzu bambaşka güzel... Kısaca Tuzlaya her gidiş bir tatil gibi..ydi. Hem bize hem Maral'a...Huzur var orada huzur.

Tekne gezintilerinde ileride çok iyi denizci olacağı sinyallerini verdi, hem çok eğlendi, hem insanlarla çok daha iyi iletişim kurmayı öğrendi. Denizciler gibi selam verdi her tekneye... Çıplak taşlarla oynamanın, balıklarla içiçe denizde yüzmeyi benimsedi. Çok rahat olmanın verdiği huzurla, başka bir rahat oldu.

Gerçekten de çok güzel bir yaz geçirdik. Hastalık dışında. 6. hastalığı da geçirdi. Hem maalesef hemde iyiki de ben yanında değildim. Anneanne ve Yasmin'e düştü bütün işler... Yunanistan'dan döndüğümüzde hastalığı atlatmış bir çocuk çıktı karşımıza... Meğer neler çekmiş...ler... Maral, annem, ablam... Bize de hiçbir şey söylemediler... Biz adaları tatlı talı gezerken, hergün çok iyi diye konuştuk...


Neyse yaz boyunca, New York dönüşü hariç, Maral şahaneydi. Çok keyifli günler yaşadı; yaşadık. New York'da da şahaneydi...Uçakta'da... Sanırsın büyük biriyle yolculuk yapıyorsun. Ne ağladı ne sıkıldı, ne ses yaptı...Giderken de dönerkende... İngilizceyide anlamaya başladı, ve biraz da konuşmaya... Ama unutur kesin :) Bir tek dönüşte jetlag i yaşadık. Hemde ne jet lag! 1 hafta boyunca her gece 1den 5e ayaktaydı, bir de devamlı anneeeee, anneeeeeee diye feryatlar... Amanın! O neydi öyle. Ben çok panikledim. Gitti uyku düzeni diye... Kesin uyumayacak asla diye düşünmeye başladım... Ancak dün normale döndü. Ama tam olarak eskisi gibi değil henüz. Eskiden uyuduktan sonra gönül rahatlığı ile evden dışarı çıkardım. Şimdi cesaret edemem. Zaman lazım.

Bugünde okula başladı... İlk gün için gayet iyi. Ama zaman ne gösterecek bakalım.

Yazacak o kadar şey birikmiş ki, ben en iyisi blogun bu bölümünde resimlerle kısaca bir özetleyeyim dedim...

Doğumgününde, pastasını keserken...


Doğumgününde...



Maral & Maral - Eylül 2011


New York'da, 11 Eylül 2011 tarihinde, Yeni Ticaret Binası önünde...


New York'da parklardan birinde kelimenin tam anlamıyla, kafayı yerken :)


New York'da Maral'ın ofisinde, Ziggy ile oynarken...

Pasaport resmi için gittiğimizde...

Tekne gezilerinden birinde, teknede nasıl oturması gerektiğini öğrendiğinde...


Tekne'de 40 küsürlük knot'luk "fırtına" sonrası baba kucağında rahatlama..

3 yorum:

Tanya's dedi ki...

Gördüğüm en neşeli çocuk!

Elbette okulda da şahane olacaktı.

Özlemişiz cok.

Verda dedi ki...

Valla neseli ama okulda biras sikintimiz var. Zamanla gorecez:))) ozlemisiz cok hakkatende, bu arada fatinin gorumce cok mutluymus. O da pompali anne oldu:) hrhehe

soma dedi ki...

Çok şirin bir çocuk gerçekten..sevgiler